5 Eylül 2015
Cumartesi günü, son 4 yıldır Eylül aylarında tekrarlanan bir gelenek yeniden
yerini buldu: İlhan İrem konseri. Son iki Eylül ayında olduğu gibi yine Harbiye
Açıkhava Tiyatrosu’nda yapılan konser için biletler günler öncesinden tükenmiş,
merdiven biletleri satışa çıkarılmıştı. Kapalı gişe yapılan bu büyülü
dakikaları tekrar yaşamak ve yaşatmak istiyorum.
2001 yılında
çıkan “Seni Seviyorum” albümünde yer alan "Alemlere İşaretim"in enstrümantal versiyonu ve Hansu İrem’in babasına ithaf
edilen aynı albümdeki “Alaca Tüylü Kuş” ile konserin açılışı yapıldı. Şarkıdan sonra İlhan
İrem, konserlerinde “aşık ruhlar” diye hitap ettiği hayranlarına şu cümlelerle
seslendi: “Merhaba asla pes etmeyenler,
sevgiden vazgeçmeyenler merhaba! Hoş geldiniz, 42 yıldır aynı yürek büyüsüyle
birlikteyiz, hoş geldiniz. Dışarısı bitti, biliyorsunuz değil mi? Dışarısı
bitti, dışarıyı tükettiler, o yüzden artık bu buluşmalarımız altın değerinde
gerçekten. Sizleri çok özledim… Yüreklerimizin, ruhlarımızın değerine paha
biçilmez ve zaten bu konser değil, bu bir buluşma, bir arınma. Şimdi
koltuklarınızın arkasına yaslanın, kanatlarınızı takın, gözlerinizi kapatın ya
da benim peşime takılın.”
Bundan sonraki
dört şarkı, “Pencere – Köprü – Ve Ötesi” üçlemesinden önceki döneme aitti ve
İlhan İrem’in 1995-2003 arasında çıkardığı dört “best-of” albümde kendine yer
bulmuştu: konserdeki ikinci şarkı 1974 senesinde aramıza katılan “Yazık Oldu
Yarınlara” iken, üçüncü ve dördüncü parçalar 1981 çıkışlı “Bezgin” albümünden
“Ben Değilim” ve “Yemyeşil Bir Deniz” idi. 1977 yılında müzikseverlerle buluşan
“İşte Hayat”, konserin beşinci parçasıydı. Bu dört parçadan akılda kalan önemli
detaylar, “Ben Değilim”in nakarat kısmında geçen “hayır” kelimesi için İlhan
İrem’in tüm isyan ettiğimiz şeyler için bizi “hayır” diye bağırmaya davet
etmesi (gecenin bağırmayla alakalı ilk daveti olmadığından habersizdik tabi) ve
de her zamanki gibi “İşte Hayat”ın sonundaki “zaman her şeyi siliyor, siliyor,
silmiyor, siliyor, silmiyor” şeklinde giden papatya falına takılması idi. Bu
sefer defalarca tekrar etmek yerine önce “zaman her şeyi siliyor” şeklinde
düşünenleri, sonra da “zaman hiçbir şeyi silmiyor” diye düşünenleri şarkıyı bu
şekilde bitirmeye davet etti, ben ilk söze eşlik etsem de ikinci söze eşlik
edenlerin sesi daha çok çıktı. Tabi gecenin bağırmayla ilgili davetleri bununla
bitmeyecekti.
Tıpkı ilk
şarkı gibi “Seni Seviyorum” albümünde yer alan “Sen Ak Bir Zambak” ve “Dua” ile
konsere devam eden İlhan İrem, daha önceki konserlerde yaptığı gibi “Dua”nın
sonunda gündeme ilişkin cümleler etmeyi ihmal etmedi: “Düşüncelerimiz hangi boyutlara uçarsa uçsun, hangi evrensel boyutlara
kanatlanırsak kanatlanalım; dünyaya, geldiğimiz coğrafyaya borcumuz var, vefa
borcumuz var kesinlikle. Bu coğrafyaya ve dünyaya karşı sorumluluklarımız var.
Koltuklarını sürdürmek için kendi ülkelerini ve dünyayı karanlık sulara
atanları kainat da hayat da hiçbir zaman affetmeyecek. İçimizde olan
güzelliklerin, zaten sizin de içinizde olduğunu bildiğim, yaşadığınızı bildiğim
güzelliklerin herkes için olmasını istiyorum, bütün isteğimiz bu. Her şeyin
herkes için olmasını istiyoruz. İçimizdeki güzelliklerin, her şeyin ama her
şeyin insanlar için olduğunu biliyoruz. Ne istiyoruz: barış istiyoruz, özgürlük
istiyoruz!!!! Bu ülkede artık gerçek demokrasi istiyoruz! Çocukların ölmediği,
öldürülmediği bir dünya istiyoruz. Ve gerçekten az önce “hayır” diye bağırdık
şimdi bence başka bir şey daha deyip bu konuyu noktalayalım, ‘artık yeter’
diyelim.”. Bu sözlerin ardından defalarca koro halinde “artık yeter” diye
bağırırken, hiçbirimizin bu konserden saatler sonra Dağlıca baskınında şehit
düşecek askerlerimizden haberi yoktu. Daha sonra 1981 yılında “Bezgin”
albümüyle tanıdığımız, 1989 yılında “Uçun Kuşlar Uçun” albümünde Aykut Gürel’in
düzenlemesiyle son şeklini alan “Olanlar Olmuş” bize eşlik ederken, konserin
ilk kısmı “Son Selam” ile tamamlandı.
Konserin
ikinci kısmı geldiğinde bizi bir sürpriz bekliyordu: normalde bis yapıldıktan sonra
karşımıza çıkan semazenler, bu sefer daha erkenden bizlerle buluştu. 2006
yılında piyasaya sürülen “Cennet İlahileri” albümünde yer alan “Hu” ve “Yılan
Isırığı”nı dinlerken İlhan İrem’in konserlerinde “peri kızı” olarak tanıttığı genç balerin
Alım Tatar da sahne alan iki semazene eşlik ederek bu görkemli görüntüyü
tamamladı. Daha sonra 1992 yılının ilk haftalarında tanıştığımız “İlhan-ı Aşk”
albümünü bu konserde temsil eden tek şarkı olan “Sürgün Gibi Masallarda” ile konser
devam ederken, İlhan İrem bu şarkıdan sonra kendisine eşlik eden Grup
Sevecen’in müzisyenlerini bizlerle tanıştırdı:
-Galatasaray
Lisesi mezunlarından bas gitarist Caner Üstündağ,
-Gökçe’nin
2007 çıkışlı “Böğürtlenli Reçel” albümünde de besteci ve aranjör olarak yer
alan Duman grubunun eski üyesi baterist Alen Konakoğlu,
-2005 yılında
“Sükûn” adında bir albüm de çıkartan neyzen Hüseyin Özkılıç,
-2011 yılının
son günlerinde Serkan Modalı ile birlikte Planeur grubu çatısı altında
“Gelecek” adında bir albüm çıkartan Onur Ataman (solo gitar),
-Model’in eski
üyesi ve “Pembe Mezarlık”ın bestecilerinden Serkan Gürüzümcü (ritm gitar),
-Nev’in 2011
çıkışlı “Yokum” teklisinin aranjörü, Gökçe ve Atiye’nin klavyecisi Görkem Yenilmez
(klavye),
-Birçok jenerik müziğine imza atan besteci ve
aranjör Serkan Sönmezocak (klavye).
Daha sonra
konser bir anda hareket kazandı ve 1994 çıkışlı “Koridor” albümünün sevilen
şarkılarından “Don Kişot”, bu albümden konserde yer alan tek şarkı olarak
kalabalığı coştururken, bu coşku “Konuşamıyorum” ile yerini duygusal dakikalara
bıraktı. Daha sonra “Cennet İlahileri”nin bir başka parçası “Mahşerin Dört
Atlısı” ile devam eden konser, bu sene 40.yaşını kutlayan “Anlasana” ve 1979
çıkışlı “Sevgiliye” albümünde yer alan ve konserlerde pek duymaya alışık
olmadığımız “Bugün Benim Doğumgünüm (Güle Güle)” ile son buldu. Yine bir İlhan
İrem konseri klasiği olarak seyircilerin bis yapmasından sonra geri gelen
sanatçı, “Pencere – Köprü – Ve Ötesi” serisinin son albümü olan 1987 tarihli “Ve
Ötesi” albümünde yer alan ve yine konserlerde pek duymaya alışmadığımız
“Hoşgörü”yü “hoş görsen boş versen sevgin kaybetmez kazanır, bugünden yarına
çiçekli bir yol uzanır” kısmını söylemeden bizlere sundu ve ve son konserlerde
muhakkak yer verdiği şarkılardan 1974 doğumlu “Boşver Arkadaş” ile bu muhteşem
konseri tamamladı.
Tadı damağımızda, her dakikası dimağımızda kaldı. Bir sonraki konseri şimdiden iple çeken tüm sevecenlere selam olsun! Işık ve sevgiyle...
Tadı damağımızda, her dakikası dimağımızda kaldı. Bir sonraki konseri şimdiden iple çeken tüm sevecenlere selam olsun! Işık ve sevgiyle...