23 Şubat 2020 Pazar

HEM TANIDIK HEM YEPYENİ: YENİ TÜRKÜ


2018 yılında yayımladığım ve kıymetli müzisyen Akın Ertübey’i konu aldığım yazımda bir bölüm vardı ve belli müzisyenlere ana eğitim dalları farklı olduğu için farklı bir gözle baktığımı belirtmiştim: mimarlık mezunu Derya Köroğlu da bu isimlerden biriydi. 2020 senesi için ilk müzikal buluşmamı kendisinin kurucu kadrosunda yer aldığı ve 43 senedir kopmadığı Yeni Türkü ile yapmak kısmet oldu ve 21 Şubat 2020 Cuma akşamı saat 21:00’de Bostancı Gösteri Merkezi’nde yapılacak konser için aylar öncesinde aldığımız biletlerle konser alanında eşim Merve ile yerimizi aldık.

Klasik Yeni Türkü konserlerinin aksine, ilk albümleri Buğdayın Türküsü’nün 40.yılını geçtiğimiz yıl kutlamış olmanın şerefine “40.Yıl Senfonik Konseri” konulu bir konser planlandı ve Arda Ardaşes Agoşyan yönetimindeki senfonik orkestra, ana kadronun yanı sıra sahnede hazır bulundu. Ana kadroya gelirsek: akustik gitarda aynı zamanda solist Derya Köroğlu, kemençe ve udda Furkan Bilgi, flüt ve saksafonda Serdar Barçın, klavyede Erkin Hadimoğlu, bas gitarda Sezer Alemdar ve bateride Bahadır Tanrıvermiş ile Mert Baycan.

Büyük alkışlarla başlayan konser, haftasonuna girmenin enerjisini hiç kesmeyecek şekilde Maskeli Balo ile açıldı, 1983 yılında yayımlanan Akdeniz Akdeniz albümüyle tanıştığımız parçanın sözleri birçok Yeni Türkü şarkısında da söz yazarı olarak gördüğümüz Murathan Mungan’a aitken, beste Yunan besteci Manos Loizos (1937-1982) imzası taşıyordu. İkinci şarkı olan ve en son yayımlanan Yeni Türkü albümü olan 2012 tarihli Şimdi ve Sonra’da yer alan Eyvallah da Yunanca bir şarkı üzerine yazılan Türkçe sözlerden oluşmaktaydı: Glykeria’nın söylediği ve bestesi Stelios Fotiadis’e ait To Tragoudi Mou (Şarkım) üzerine Turgay Fişekçi ve Funda Çetin ortak sözler yazarak bu şarkıyı oluşturmuştu.

Osman Kavala’ya ve Gezi Parkı protestoları sırasında hayatını kaybeden gençlerimize selam olarak gelen ve Murathan Mungan sözleri ve Derya Köroğlu bestesinden oluşan üçüncü şarkı Ağır Kapı, 1992 tarihli Aşk Yeniden albümünde yer almaktaydı. Sonrasında, kurucu üyelerden Selim Atakan’a ait iki beste bizlere eşlik etti: yine sözleri Murathan Mungan’a ait olan Çember (Akdeniz Akdeniz albümü) ve Derya Köroğlu’nun anonsunda “ilk türkümüz” olarak bahsettiği Sonbahardan Çizgiler (halk arasındaki adıyla Mamak Türküsü). Bu anonsun sebebi şarkının ilk Yeni Türkü albümü olan 1979 çıkışlı Buğdayın Türküsü’nde yer almasıydı, ancak şarkı daha sonra 1988 senesinde yayımlanan Yeşilmişik albümünde de kendisine yer buldu. Şarkının sözleri, Sezen Aksu’nun Gülümse şarkısının da sözlerinin ait olduğu Kemal Burkay’a aitti. Bu şarkıya Derya Köroğlu’nun bir başka yorumu “Şimdi Silivri neyse o zaman Mamak oydu” şeklinde oldu ve şarkı demir parmaklıklar arkasına selam olarak gitti. Sözleri Meral Özbek’e ve bestesi Derya Köroğlu’na ait iki şarkı ile konser devam etti: Vira Vira albümünün yayımlandığı 1990 senesini yaşayamayacak kadar küçük olanların 2002 tarihli Haluk Levent albümü Bir Erkeğin Günlüğü’nden aşina olduğu Deliler, Serdar Barçın’ın muhteşem saksafon solosu ile karşımıza geldi ve Aşk Yeniden albümünde yer alan ve konserde Uğur Mumcu’ya selam olarak giden Karanfil’den sonra hızımızı biraz düşürdük. Maskeli Balo gibi Mungan-Loizos ortak yapımı Olmasa Mektubun (orj. Ola Se Thimizoun) bize 1986 yılındaki Günebakan albümünden seslenirken, Mungan-Köroğlu ikilisinin elinden çıkan Dönmek ile bir yıl sonra çıkan Dünyanın Kapıları albümüne kulak vermiş olduk. Konserin ilk bölümü bitene kadar çalan tüm parçaların bestesi Derya Köroğlu’na aitti: Can Yücel’in şiirinden bestelenen Yeşilmişik (1988/Yeşilmişik albümü), sözleri Turgay Fişekçi’ye ait olan Vira Vira (1990/Vira Vira albümü) ve her üçü de Yeşilmişik albümünden olan Yağmurun Elleri (şiir: Edward Estlin Cummings, çeviri: Barış Pirhasan), Açelya (söz: Meral Özbek) ve Fırtına (söz: Murathan Mungan).

Verilen aranın ardından gelen üç şarkı, yukarıda da adı geçen Şimdi ve Sonra albümünde yer bulmuştu: sözü ve bestesi Ümmüşen Gürsoy’a ait Sezenler Olmuş, sözü ve bestesi Derya Köroğlu’na ait İmkansız ve grubun eski üyelerinden Cengiz Onural’ın sözlerini yazdığı Derya Köroğlu bestesi Böyle Gitmez. Dünyanın Kapıları albümünden Meral Özbek-Derya Köroğlu ortak yapımı Resim ile 1987 senesine selam verip 1992 tarihli Aşk Yeniden albümüne tekrardan konuk olduk, hem de iki şarkıyla: Cengiz Onural’ın sözlerini yazdığı Vangelis Papazoglou (1897-1943) bestesi Yedikule ve albümün isim şarkısı Aşk Yeniden (Mungan-Köroğlu). İki Selim Atakan bestesinden (Yeşilmişik albümünden Lale Müldür şiiri Destina ve Akdeniz Akdeniz albümünden Murathan Mungan şiiri İstersen Hiç Başlamasın) sonra efsane Süper Baba dizisinin jenerik müziği olarak Oya Küçümen’in sesiyle bir neslin ezberlediği Bana Bir Masal Anlat Baba bizleri 1990’ların ortalarına ve dizinin çekildiği Çengelköy’e götürdü. Rebetiko şarkıların yer aldığı 1994 tarihli Külhani Şarkılar albümünden Telgrafın Telleri (söz: Cengiz Onural, beste: Anonim) ve Panagiotis Toundas (1886-1942) bestesi Katerina Mou üzerine yine Cengiz Onural’ın Türkçe söz yazdığı Cevriye Hanım ile artan tempo, bir başka Mungan-Loizos şarkısı Telli Turna (Akdeniz Akdeniz albümü) ile zirve yaptı ve dinleyicilerin büyük çoğunluğu şarkıya alkışlarla ve ayakta eşlik etti. Sözleri Can Yücel’e ait Derya Köroğlu bestesi Başka Türlü Bir Şey (Günebakan albümü) ve ilk bölümün son şarkısı Fırtına ile konser tamamlandı. Bis için tekrar sahneye çağrılan grup başladığı şarkı Maskeli Balo ile konseri bitirdi.

Müziğin belli bir kesim tarafından hala eğlence olarak görüldüğü toplumumuzda kitlesel bir acı yaşandığında (doğal afetler, şehit haberleri vb.) ilk olarak müzik aktiviteleri iptal edilir. Ama toplumun belleğine nakşedilmiş ve her kesimden katılımcının tek bir ağızdan eşlik ettiği şarkıların konserde de yaşadığım üzere hepimizin dünyasında ayrı birer hikayesi var ve bizi hala bir araya getirebiliyor. Derya Köroğlu’nun önceki dönemlerde söylediği “hepimizin hayatında bir Yeni Türkü şarkısı vardır” sözleri, aslında gruba yapılmış bir övgüden çok belki de bizim şarkılarla bir araya gelebileceğimize dair umudun dışavurumu. Bu umuda gönülden katılıyorum ve bu yaz yapılması planlanan Harbiye Açıkhava Konseri’nin de bu muhteşem konser gibi coşkuyla geçeceğinden şüphe duymuyorum. Yeni Türkü'yle nice 40 yıllara...

(Not: Bu yazı 23/2/2020 tarihi itibariyle hukuki koruma altına alınmıştır, sahibinden izinsiz alıntı yapılması ve kullanılması telif hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilecektir.)