2018 yılında
yayımladığım ve kıymetli müzisyen Akın Ertübey’i konu aldığım yazımda bir bölüm
vardı ve belli müzisyenlere ana eğitim dalları farklı olduğu için farklı bir
gözle baktığımı belirtmiştim: mimarlık mezunu Derya Köroğlu da bu isimlerden
biriydi. 2020 senesi için ilk müzikal buluşmamı kendisinin kurucu kadrosunda yer
aldığı ve 43 senedir kopmadığı Yeni Türkü ile yapmak kısmet oldu ve 21 Şubat
2020 Cuma akşamı saat 21:00’de Bostancı Gösteri Merkezi’nde yapılacak konser
için aylar öncesinde aldığımız biletlerle konser alanında eşim Merve ile yerimizi
aldık.
Klasik Yeni
Türkü konserlerinin aksine, ilk albümleri Buğdayın Türküsü’nün 40.yılını
geçtiğimiz yıl kutlamış olmanın şerefine “40.Yıl Senfonik Konseri” konulu bir
konser planlandı ve Arda Ardaşes Agoşyan yönetimindeki senfonik orkestra, ana
kadronun yanı sıra sahnede hazır bulundu. Ana kadroya gelirsek: akustik gitarda
aynı zamanda solist Derya Köroğlu, kemençe ve udda Furkan Bilgi, flüt ve
saksafonda Serdar Barçın, klavyede Erkin Hadimoğlu, bas gitarda Sezer Alemdar
ve bateride Bahadır Tanrıvermiş ile Mert Baycan.
Büyük alkışlarla
başlayan konser, haftasonuna girmenin enerjisini hiç kesmeyecek şekilde Maskeli
Balo ile açıldı, 1983 yılında yayımlanan Akdeniz Akdeniz albümüyle tanıştığımız
parçanın sözleri birçok Yeni Türkü şarkısında da söz yazarı olarak gördüğümüz
Murathan Mungan’a aitken, beste Yunan besteci Manos Loizos (1937-1982) imzası
taşıyordu. İkinci şarkı olan ve en son yayımlanan Yeni Türkü albümü olan 2012
tarihli Şimdi ve Sonra’da yer alan Eyvallah da Yunanca bir şarkı üzerine yazılan
Türkçe sözlerden oluşmaktaydı: Glykeria’nın söylediği ve bestesi Stelios
Fotiadis’e ait To Tragoudi Mou (Şarkım) üzerine Turgay Fişekçi ve Funda Çetin
ortak sözler yazarak bu şarkıyı oluşturmuştu.
Osman Kavala’ya
ve Gezi Parkı protestoları sırasında hayatını kaybeden gençlerimize selam olarak
gelen ve Murathan Mungan sözleri ve Derya Köroğlu bestesinden oluşan üçüncü
şarkı Ağır Kapı, 1992 tarihli Aşk Yeniden albümünde yer almaktaydı. Sonrasında,
kurucu üyelerden Selim Atakan’a ait iki beste bizlere eşlik etti: yine sözleri Murathan
Mungan’a ait olan Çember (Akdeniz Akdeniz albümü) ve Derya Köroğlu’nun anonsunda
“ilk türkümüz” olarak bahsettiği Sonbahardan Çizgiler (halk arasındaki adıyla
Mamak Türküsü). Bu anonsun sebebi şarkının ilk Yeni Türkü albümü olan 1979
çıkışlı Buğdayın Türküsü’nde yer almasıydı, ancak şarkı daha sonra 1988 senesinde
yayımlanan Yeşilmişik albümünde de kendisine yer buldu. Şarkının sözleri, Sezen
Aksu’nun Gülümse şarkısının da sözlerinin ait olduğu Kemal Burkay’a aitti. Bu
şarkıya Derya Köroğlu’nun bir başka yorumu “Şimdi Silivri neyse o zaman Mamak
oydu” şeklinde oldu ve şarkı demir parmaklıklar arkasına selam olarak gitti. Sözleri
Meral Özbek’e ve bestesi Derya Köroğlu’na ait iki şarkı ile konser devam etti: Vira
Vira albümünün yayımlandığı 1990 senesini yaşayamayacak kadar küçük olanların 2002
tarihli Haluk Levent albümü Bir Erkeğin Günlüğü’nden aşina olduğu Deliler, Serdar
Barçın’ın muhteşem saksafon solosu ile karşımıza geldi ve Aşk Yeniden albümünde
yer alan ve konserde Uğur Mumcu’ya selam olarak giden Karanfil’den sonra
hızımızı biraz düşürdük. Maskeli Balo gibi Mungan-Loizos ortak yapımı Olmasa
Mektubun (orj. Ola Se Thimizoun) bize 1986 yılındaki Günebakan albümünden
seslenirken, Mungan-Köroğlu ikilisinin elinden çıkan Dönmek ile bir yıl sonra
çıkan Dünyanın Kapıları albümüne kulak vermiş olduk. Konserin ilk bölümü bitene
kadar çalan tüm parçaların bestesi Derya Köroğlu’na aitti: Can Yücel’in şiirinden
bestelenen Yeşilmişik (1988/Yeşilmişik albümü), sözleri Turgay Fişekçi’ye ait olan
Vira Vira (1990/Vira Vira albümü) ve her üçü de Yeşilmişik albümünden olan
Yağmurun Elleri (şiir: Edward Estlin Cummings, çeviri: Barış Pirhasan), Açelya (söz:
Meral Özbek) ve Fırtına (söz: Murathan Mungan).
Verilen aranın
ardından gelen üç şarkı, yukarıda da adı geçen Şimdi ve Sonra albümünde yer bulmuştu:
sözü ve bestesi Ümmüşen Gürsoy’a ait Sezenler Olmuş, sözü ve bestesi Derya
Köroğlu’na ait İmkansız ve grubun eski üyelerinden Cengiz Onural’ın sözlerini
yazdığı Derya Köroğlu bestesi Böyle Gitmez. Dünyanın Kapıları albümünden Meral
Özbek-Derya Köroğlu ortak yapımı Resim ile 1987 senesine selam verip 1992
tarihli Aşk Yeniden albümüne tekrardan konuk olduk, hem de iki şarkıyla: Cengiz
Onural’ın sözlerini yazdığı Vangelis Papazoglou (1897-1943) bestesi Yedikule ve
albümün isim şarkısı Aşk Yeniden (Mungan-Köroğlu). İki Selim Atakan bestesinden
(Yeşilmişik albümünden Lale Müldür şiiri Destina ve Akdeniz Akdeniz albümünden Murathan
Mungan şiiri İstersen Hiç Başlamasın) sonra efsane Süper Baba dizisinin jenerik
müziği olarak Oya Küçümen’in sesiyle bir neslin ezberlediği Bana Bir Masal
Anlat Baba bizleri 1990’ların ortalarına ve dizinin çekildiği Çengelköy’e
götürdü. Rebetiko şarkıların yer aldığı 1994 tarihli Külhani Şarkılar
albümünden Telgrafın Telleri (söz: Cengiz Onural, beste: Anonim) ve Panagiotis
Toundas (1886-1942) bestesi Katerina Mou üzerine yine Cengiz Onural’ın Türkçe
söz yazdığı Cevriye Hanım ile artan tempo, bir başka Mungan-Loizos şarkısı Telli
Turna (Akdeniz Akdeniz albümü) ile zirve yaptı ve dinleyicilerin büyük
çoğunluğu şarkıya alkışlarla ve ayakta eşlik etti. Sözleri Can Yücel’e ait Derya
Köroğlu bestesi Başka Türlü Bir Şey (Günebakan albümü) ve ilk bölümün son
şarkısı Fırtına ile konser tamamlandı. Bis için tekrar sahneye çağrılan grup
başladığı şarkı Maskeli Balo ile konseri bitirdi.
Müziğin belli
bir kesim tarafından hala eğlence olarak görüldüğü toplumumuzda kitlesel bir
acı yaşandığında (doğal afetler, şehit haberleri vb.) ilk olarak müzik
aktiviteleri iptal edilir. Ama toplumun belleğine nakşedilmiş ve her kesimden
katılımcının tek bir ağızdan eşlik ettiği şarkıların konserde de yaşadığım
üzere hepimizin dünyasında ayrı birer hikayesi var ve bizi hala bir araya getirebiliyor.
Derya Köroğlu’nun önceki dönemlerde söylediği “hepimizin hayatında bir Yeni
Türkü şarkısı vardır” sözleri, aslında gruba yapılmış bir övgüden çok belki de bizim
şarkılarla bir araya gelebileceğimize dair umudun dışavurumu. Bu umuda gönülden
katılıyorum ve bu yaz yapılması planlanan Harbiye Açıkhava Konseri’nin de bu
muhteşem konser gibi coşkuyla geçeceğinden şüphe duymuyorum. Yeni Türkü'yle nice 40 yıllara...
(Not: Bu yazı 23/2/2020 tarihi itibariyle hukuki koruma
altına alınmıştır, sahibinden izinsiz alıntı yapılması ve kullanılması telif
hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilecektir.)