24 Kasım 2015 Salı

A’dan Z’ye Müzikle Dolu: Vedat Sakman

21 Kasım 2015 Cumartesi akşamı İstanbul’da bir etkinlik vardı, bir müzisyen 50.sanat yılını seri konserlerle kutlayacaktı ve bu konser serisine İstanbul’dan başlama kararı almıştı. Bu etkinlik için koca reklam panolarına büyük ilanlar verilmedi, ama zaten 50 yıl boyunca bunu yapmadığı için böyle bir hareket bekleyen de yoktu. Bu etkinlik, kavgalardan ve tartışmalardan bıkan, müzikle huzur bulmak isteyen insanlar için o akşamın en güzel aktivitelerinden biri olarak beklendi ve beklenen gün geldi çattı, Caddebostan Kültür Merkezi’ni dolduran müzikseverler için 15 kişilik orkestra ve Vedat Sakman hazırdı. Bundan sonra neler olduğuna hep beraber göz atmadan önce kısaca Vedat Sakman neden müziğimiz için önemli ya da başka bir deyişle müziğimiz için neler yapmış, bunları inceleyelim.


1949 yılında Kayseri’de doğan Mustafa Vedat Sakman, divan sazı üstadı baba Mazhar Sakman (1910-1994) sayesinde çocuk yaşta müzikle ilgilenmeye başlar ve ilk olarak davulla, daha sonra günümüze kadar bırakmayacağı gitarla tanışır. 12 yıl Grup Doğuş birlikteliğinden sonra kariyerine yalnız devam etmek ister ve 1980’lerde tanınmanın en önemli yollarından biri olan Eurovision yoluna girer: o yıllarda milli dava gözüyle baktığımız Eurovision Türkiye elemelerinin 1983 yılındaki 8 finalistinin arasında “Müzisyen” adlı bir eser ile Vedat Sakman karşımıza çıkar, ancak Almanya’daki yarışmaya katılma vizesi Çetin Alp’in seslendirdiği “Opera”’nın olur. Vedat Sakman, 1987 yılında bu sefer Seden Gürel olarak tanıdığımız Seden Kutlubay ile birlikte, Nezih Topuzlu’nun sözlerini yazdığı ve efsane besteci Selmi Andak’ın bestelediği “Hayat Pencerenin Dışında” (Ajda Pekkan bu şarkıyı aynı yıl “Süperstar 4” albümünde “Yeniden” adıyla seslendirmiştir) ile Eurovision elemelerinde şansını dener, ancak bu sefer de vizeyi Seyyal Taner ve Grup Lokomotif’in seslendirdiği “Şarkım Sevgi Üstüne” alır. Garip bir tesadüftür ki Vedat Sakman’ın ülke finalinde yarıştığı ancak galip gelemediği 1983 ve 1987 Eurovision yarışmalarından Türkiye sıfır puanla döner.


Bu denemelerden sonra Vedat Sakman, 1983 Eurovision elemelerinde yarıştığı şarkısı ile adlandırdığı “Müzisyen” adlı ilk albümünü 1988 yılında MAS PLAK etiketiyle piyasaya sürer, bu albümde yer verdiği “Tay” adlı şarkısı Nükhet Duru’nun aynı yıl piyasaya sürülen “Benim Şarkılarım” albümünde de yer alır. 1988 yılını Vedat Sakman açısından ilginç kılan bir detay daha var: 1989 Eurovision Türkiye elemeleri için Timur Selçuk tarafından bu yıl oluşturulan Grup Pan’ın 4 üyesinden biri de Vedat Sakman’dı (diğer üyeler Hazal Selçuk, Arzu Ece ve Sarper Semiz). Ve Mart 1989’da yapılan Türkiye elemelerinden Grup Pan “Bana Bana” adlı şarkıyla Kayahan’ın seslendirdiği “Ve Melankoli”nin 8 puan önünde galip çıkar ve Lozan’da yapılacak yarışmaya katılma hakkı kazanır. Vedat Sakman 1989’da hız kesmez ve Zuhal Olcay’ın “Küçük Bir Öykü Bu” adlı ilk albümünün tüm bestelerine ve düzenlemelerine imza atarak müzik dünyamızdaki yerini bir parça daha sağlamlaştırır (bu albümdeki tüm sözler, Galatasaray Liseli ağabeylerimden söz yazarı Mehmet Teoman’a aitti). 1990’da çıkan ikinci Zuhal Olcay albümü “İki Çift Laf”ta da 11 şarkının 9’unda besteci olarak Vedat Sakman ismini görürüz, kendisi aynı zamanda tüm düzenlemelere imza atan isim olur. 1991 yılında Akrep Nalan’ın ilk albümü “Dağ Çiçeği”nin isim şarkısının söz ve müziğini yapmanın yanı sıra albümdeki tüm şarkıların düzenlemelerini Vedat Sakman yapar.


1992 yılında ise artık sıra ustaya gelir: “Kapılar” adlı albümle müzik dünyasının kapılarını iyiden iyiye açan Vedat Sakman, 11 şarkı ve 1 miks ile karşımıza çıkar. Albümde yer alan şarkıların tümünün besteleri Vedat Sakman imzası taşırken, 5 şarkının sözlerinde de aynı ismi görürüz, diğer söz yazarları şair Ümit Yaşar Oğuzcan, Ferhan Şensoy, Yıldırım Türker ve elbette Mehmet Teoman’dı. Albümde Zuhal Olcay’ın 1989’daki ilk albümünde seslendirdiği “Yalnızlığım”, Akrep Nalan’ın 1991’de seslendirdiği “Dağ Çiçeği” ve 1992 yılında Leman Sam’ın seslendirdiği “Kavak Yelleri”nin (söz-müzik: Vedat Sakman) yanı sıra, sözleri bir başka Galatasaray Liseli Ferhan Şensoy’a ait ve 1993’te sunucu ve tiyatro sanatçısı Cem Özer’in “A! Cem’i Şarkılar” albümünde de yorumladığı “Muammalı Hummalı Aşk” yer alır. Hem “Müzisyen” albümünde hem de Zuhal Olcay’ın “İki Çift Laf” albümünde yer alan “Süreyya” ve “Bırak Her Şeyi” ile yine “Müzisyen” albümünde yer alan “Tay” da evlerimize tekrar konuk olan şarkılardandı. 1993 yılında ise müzikle ilgili bir organizasyonda Vedat Sakman ismi geçer: 30 Nisan 1993 günü Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “35 Yıl, 35 Besteci” adlı organizasyonda aralarında Vedat Sakman’ın da bulunduğu 35 besteci müzik dünyasına katkıları için onurlandırılır, Vedat Sakman’ı bu 35 besteci arasına dahil eden bestesi ise “Yalnızlığım”dı.


1994’te bu sefer “Sevgileri Unutmadık” adlı 9 şarkı ve 1 mikslik yepyeni bir Vedat Sakman albümü karşımıza gelir. 6 şarkının sözleri ve müzikleri Vedat Sakman imzası taşırken (bunlardan biri Zuhal Olcay’ın “İki Çift Laf” albümünde yer alan “Hayallerim”), iki Vedat Sakman bestesi ise Mehmet Teoman’ın (Zuhal Olcay’ın ilk albümündeki “Neden”) ve Jale Mutlu’nun sözleriyle karşımıza gelir. Tüm Vedat Sakman diskografisindeki tek istisna olarak sahibinin sesi olmayan tek şarkı, “Müzisyen” albümünde de karşımıza çıkan “Şarkısız Şarkıcı” (söz ve müzik: Teoman Tarhan) bu albümün diğer konuğu olur. Bu albümle ilgili bir diğer detay da albümün açılış şarkısı “Götürelim Abi”nin bir boru firmasının reklam müziği olarak kullanılmasıdır.


Bundan sonraki süreçte albüm anlamında sekiz yıl gibi bir suskunluk bizleri beklese de, müziğimizin içinde Vedat Sakman ismi hep yer alır, destek verdiği albümlerin yanı sıra prodüktör olarak da. Hümeyra’nın 1997 çıkışlı Beyhude albümünde aranjör olarak ve iki şarkının (“Göçtü Gitti” ve “Yüreğim Var”) bestecisi olarak yer alan Vedat Sakman, 1998 yılında ise Leman Sam’ın “İlla” ve Zuhal Olcay’ın “İhanet” albümlerinin düzenlemelerini üstlenir. “İlla” albümünde “Her Neyse” ve “İlla” adlı sözleri Mehmet Teoman’a bestesi Vedat Sakman’a ait şarkılar birer klasik haline gelirken, “Kandilli” adlı sözü ve müziği Vedat Sakman’a ait şarkı ise yine bu albümden Vedat Sakman adına akılda kalan şarkılardı. “İhanet” albümünde ise 10 şarkının 9’unda söz yazarı ya da besteci olarak Vedat Sakman ismini gördük: Attila İlhan’ın unutulmaz şiirinden bestelenen “Ayrılık Da Sevdaya Dahil” ve 4 sene önce “Sevgileri Unutmadık” albümünde de yer alan “Ankara’da Aşık Olmak” bu albümde ön plana çıkar.


1999 çıkışlı Banu Akın albümü “Kırmızı Leke”deki şarkılarda aranjör olarak yine Vedat Sakman ismini görürüz. Daha sonra doktor ve piyanist Ece Ülker’in tamamı kendi bestelerinden ve çoğu kendi sözlerinden oluşan ilk albümü “…Önce Şubat Bitti” 2000 yılında Sakman Prodüksiyon etiketiyle çıkar, bu albümün de aranjörlüğünü Vedat Sakman üstlenir, yine 2000 çıkışlı bir başka Sakman etiketli albüm piyanist Burçin Büke’nin “Volume 1: Rüyam-My Dream” albümü olur. Bu dönem yayınlanan İkinci Bahar dizisinin müziklerini de Vedat Sakman besteler.


8 yıllık suskunluk, 2002 yılında çıkan Sakman Prodüksiyon etiketli “Usulca” albümüyle son bulur (bu albümdeki “Melekler” şarkısı, “Yasemin Yağmurları” adını alarak 2004 yılında çıkan Aşkın Nur Yengi albümünün isim şarkısı olur). Yepyeni şarkılardan oluşan bu albümdeki 10 beste de Vedat Sakman imzası taşırken, sözlerden 6’sı Vedat Sakman, 2’si Mehmet Teoman, 1’i Ece Aksoy, bir tanesi de Yusuf Kurçenli & Vedat Sakman ortak imzası taşıyordu.


Prodüksiyon sürecini durdurmayan Vedat Sakman, Sakman Prodüksiyon etiketli bir başka albümü ise 2003 yılında bizlerle buluşturur: Mehmet Teoman ve Ferhan Şensoy gibi bir başka Galatasaray Liseli Selmi Andak’ın uluslararası ödül alan bestelerinin bir kısmından oluşan “Uluslararası Ödüllü Selmi Andak Şarkıları” adlı albümdeki şarkıların birçoğunda aranjör olarak yine Vedat Sakman ismi yer alır, bu albümde 16 yıl önce Eurovision Türkiye elemelerinde Vedat Sakman’ın Seden Gürel ile birlikte seslendirdiği “Hayat Pencerenin Dışında” da İtalyan sanatçıların yorumuyla kendisine yer bulur. Aynı yıl Selçuk Yöntem’in çıkardığı şiir albümü “Şiir Niye” de Sakman Prodüksiyon’un bir ürünüdür ve Reha Yünlüel, Cemal Süreya, Can Yücel, Ümit Yaşar Oğuzcan, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Behçet Aysan, Haydar Ergülen ve Tuğrul Asi Balkar şiirlerinin Vedat Sakman tarafından bestelenmesiyle karşımıza gelir. 2003 yılının bir başka gelişmesi de Kuşadası Altın Güvercin Şarkı Yarışması’nda finale kalan 10 besteden birinin bir Vedat Sakman bestesi (“Yine Ayrılık”) olması olur: gitarist Murat Güner ve 2008 yılında “Vedat Sakman Şarkıları – Gülümser” adlı ilk albümüyle müzik piyasasına resmen adım atacak olan Gülcan Altan şarkıyı birlikte seslendirir. Dolu geçen 2003 yılıyla ilgili bir başka bilgi ise Füsun Coşkun’un (Füsun Balta) ilk albümü “Sarhoş”un Sakman Prodüksiyon’dan çıkması ve “Alev Alev” (söz: Mehmet Teoman), “Uzaklarda” (söz: Füsun Coşkun), “Olsa Da Olmasa Da” (söz: Vedat Sakman) ve “Turnam” (söz: Vedat Sakman) adlı dört Vedat Sakman bestesi içermesidir.


2003 yılından sonra, 2011 yılında çıkacak olan “Yaşamın Gözlerin Kadar Güzel Olsun” albümüne kadarki süreçte Vedat Sakman bizlere 2006 yılında çıkan “Konser” albümünü sunar, bu albümde daha önce Zuhal Olcay ve Leman Sam’dan duyduğumuz şarkıların birçoğunu ilk kez sahibinin sesinden dinleme şansı yakalarız. Levent Yüksel’in 2006 yılında çıkan “Kadın Şarkıları” adlı albümünde de “Yalnızlığım” adlı Vedat Sakman şarkısı yer alır. Mustafa Ceceli’nin kendi adını taşıyan ve 2008 yılında çıkan ilk albümünde yer alan Mehmet Teoman’ın sözlerini yazdığı ve Vedat Sakman’ın bestelediği “O Ben Değilim” ise o dönemin bir başka gelişmesi olarak kayıtlara geçer. “Yalnızlığım” bu sefer 2008 yılında Hepsi grubunun “Şaka (10+1)” albümünde karşımıza çıkar. Yine 2008 yılında yukarıda da bahsettiğim gibi “Vedat Sakman Şarkıları – Gülümser” adlı ilk albümüyle Gülcan Altan müzik piyasasına giriş yapar ve bunun yanı sıra Cezmi Ersöz, kendi şiirlerini Vedat Sakman’ın besteleriyle seslendirdiği “Kendini Saklama Çiçekleri” albümünü piyasaya sürer. 2009 yılında bu sefer Vedat Sakman’ın düzenlemeleriyle, Haluk Çetin’in bestelerinden ve Cezmi Ersöz, Sunay Akın, Nazım Hikmet, Gökhan Hoştürk, Nihat Behram, Ahmet Telli ve Ataol Behramoğlu’nun şiirlerinden oluşan şiir albümü “Şiiriçi Şarkılar” piyasaya çıkar.


Sonra sıra yine uzun bir aradan sonra Vedat Sakman’ın solo albümüne gelir: 2011 yılında “Yaşamın Gözlerin Kadar Güzel Olsun”, 14 tane Vedat Sakman bestesinden oluşur. Söz yazarı olarak ise 6 şarkıda Vedat Sakman ismini görürüz, geri kalan sözler bu şairler ve söz yazarları arasında pay edilir: Mehmet Teoman (4), Federico García Lorca, Atilla Birkiye, Tomris Sakman, Duygu Asena. Ferdi Özbeğen'in 2011 yılında çıkan üçlü koleksiyon serisinin üçüncü albümü "Şarkılarım"a aranjör olarak destek veren Vedat Sakman, 14 yıl sonra çıkan ilk Leman Sam albümü olan 2012 çıkışlı “Nereye Kadar” albümünde de hem aranjör olarak hem de 3 şarkının bestecisi olarak yer alır. Konsere geçmeden önce sanatçının son olarak 2013 yılında “Odada İkimiz” albümüyle ve 2015 yılında 22 şarkılık bir “best of” albümü olan “En Şarkılar” albümüyle 50 yılın birikimi bizlerle buluşturduğunu belirtelim.


Konser bir Nazım Hikmet şiiriyle açılır: “Hiçbir Ağaç Böyle Harikulade Bir Yemiş Vermemiştir”. Ardından 2011 yılında tanıştığımız “Yaşamın Gözlerin Kadar Güzel Olsun” bizlere eşlik eder. Daha sonraki şarkılar başka seslerden de kulağımıza gelen şarkılardı: ilk olarak 1998’de Zuhal Olcay’dan dinlediğimiz Attila İlhan şiirinin bestesi “Ayrılık Da Sevdaya Dahil”, sonrasında ilk Leman Sam sayesinde tanıştığımız “Deli Kuş” ve “Her Neyse” gelir. Bu şarkılardan sonra güzel bir sürpriz bizleri bekler: “Ankara’da Aşık Olmak” için sahneye Zuhal Olcay davet edilir ve bu şarkıyı Vedat Sakman ile birlikte söyler. Sonrasında “kanatlarımın altındaki o harika rüzgar olduğun için teşekkür ediyorum” sözleriyle ustaya ettiği teşekkür ise her gün her yerde gördüğü kavgalardan ve vefasızlıklardan bıkmış insanlar için ilaç gibi gelir adeta. Sonra üst üste üç İstanbul şarkısı dinleriz: “İstanbul”, “Gözleriniz İstanbul” ve “Kandilli”. Özellikle hareketli yapısı nedeniyle salonda coşku yaratan “Kandilli” bittikten sonra Caddebostan sahiline inip “İstanbul seni seviyorum!” diye bağırmamak için kendimi zor tuttuğumu ifade etmeliyim. Doğma büyüme Kadıköylü olarak yavaş yavaş bıkmaya başladığım bu şehre olan sevdamı bu şarkılardan sonra tazeledim diyebilirim. Konserin onuncu şarkısı ise Hümeyra’nın sesiyle tanıştığımız “Göçtü Gitti” olur. Bir sonraki şarkı ise sanatçının William Shakespeare’in “Bazen” şiirinden adapte ettiği beste olur, bu şarkıyı yukarıda da bahsettiğim ve ilk Mustafa Ceceli’den duyduğumuz “O Ben Değilim” izler. Sonra “En Şarkılar” albümü sayesinde uzun bir aradan sonra tekrar buluştuğumuz “Süreyya”yı hatırlarız.


Üst üste iki Nazım Hikmet şiiriyle konser devam eder: “Odada İkimiz” albümünde yer alan “Denize Dönmek İstiyorum” (farklı besteciler tarafından da bestelenmiştir) ve “Odada İkimiz”. Bu duygusal dakikalar, sanatçının şarkı arasında Gezi olayları sırasında 2013 yılında Eskişehir’de hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’a adadığını belirttiği ve 2006’da kaybettiğimiz yazar Duygu Asena’nın sözlerinden oluşan “Bebeğim” ile yerini hüzünlü alkışlara bırakır. Seyircilerin eşliğiyle tamamlanan “İlla”dan sonra sıra Vedat Sakman’ın özel önem verdiği ve müzikali üzerinde çalıştığı Ömer Hayyam’a gelir: “Aşıksan Eğer” ve adeta hayatımızı anlatan “Kuklalar”, sözleriyle hepimizin sorgu mekanizmalarını şöyle bir yoklar. Sözleri Vedat Sakman’ın kızı Tomris Sakman’a ait olan “Ay Tutulsun”u iki yıl önce bize ulaşan “Odada İkimiz” albümünden sonra bir kez daha dinleme fırsatı bulurken, konser hayatlarımıza ilk Zuhal Olcay’ın sesiyle giren iki şarkı olan “Yalnızlığım” ve “Küçük Bir Öykü” ile ve de ayakta gelen alkışlarla noktalanır.


Sonrasında bis yapılır ve eski bir dostla, “Kavak Yelleri” ile buluşuruz. Şarkının sonrasındaki hareketli kısmın Kalinka’nın melodisine bağlanması salonda herkesin yüzünü güldürürken Vedat Sakman Bülent Tekelioğlu’nun yerine davula geçerek bize kısa bir dinleti yaşatarak tekrar huzurumuzdan ayrılır. İkinci bis yapıldıktan sonra da “Götürelim Abi”yi dinleriz, ancak şarkının bitiş cümlesi beklenilenden farklıdır ve alkışlarımızı ikiye katlar: “hiçbir şey olmaz direniriz abi!”


Yukarıda uzun uzun anlattım meraklısı için, bir de özet geçeyim: tiyatro oyunlarında müzik direktörlükleri, müzikaller, dizi ve film müzikleri (Ay Işığı Neredesin, Eltiler, Feride, Kiraz Çiçek Açıyor, Kurşun Ata Ata Biter, Kurşun Kalem, Mars Kapıdan Baktırır), reklam müzikleri (Eurodecor, Kervan Çeyiz, Fırat Boru), aranjör ya da besteci olarak (sadece albümlerde yer alanları sayarsak) elinin değdiği 200’den fazla şarkı ve toplumsal olaylara karşı her zaman duyarlı 50 koskoca ve dopdolu yıl... Ve şimdi yeni bir heyecan: bu 50 senenin üzerine hepimizin merakla beklediği “Ömer Hayyam Müzikali”...

(Not: Bu yazı 24/11/2015 tarihi itibariyle hukuki koruma altına alınmıştır, sahibinden izinsiz alıntı yapılması ve kullanılması telif hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilecektir.)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder